canım annem…

 

Anneler gününden beri annem hiç çıkmamacasına aklımda. Ben küçükken annem bana şu cümleyi çok da kurmazdı “anne ol sen de anlayacaksın” ya da ben hatırlamıyorum. Ama anne olunca anneliğin kutsallığını “klişe bir laf ama gerçek bu ”  ben daha çok anladım.

  Ethem ile Efdal ağlarken gelip koynuma sokuluyorlar onlar benim koynuma sokulduklarında ben de annemin koynuna sokuluyorum sanki gözümün önüne annemin kazakları ve o uzun altın kolyesi , burnuma annemin kokusu geliyor diyorum ki Efdal ile Ethem de  mi beni bu şekilde hatırlayacaklar?

 Sonra mutfakta ben yemek yaparken Ethem gelip arkama bir yumruk atıyor ya da Efdal’im gelip o küçücük mutfakta yerde bebekleriyle oynuyor biliyorum mutfakta çok rahat ettiklerinden orda değiller, ben mutfakta olduğum için oradalar. Gene dönüyorum çocukluğuma ve annemin kırıta kırıta tenceredeki yemeği karıştırırken poposuna attığım yumruklarım cebine soktuğum ellerim manasızca mutfakta duruşlarım geliyor. Acaba onlar da benim annemi özlediğim gibi mi özlüyorlar beni?

 Annem ben küçükken çalıştığı için hep bir koşturmaca içindeydi arada tabii biz de bu koşturmacadan nasibimizi alırdık. Odanızı toplayın evi dağıtmayın v.s. v.s. O zaman anlamsız gelirdi annemin bu haykırışları sanki hiç evi dağıtmıyormuşum gibi gelirdi bana şimdi aynı şeyi ben çocuklarıma yapar oldum aynı bıdı bıdılar benim dilimde acaba onlar da anlamsız mı buluyorlar bu haykırışlarımı?

 Ben küçükken annem ve babam bana çok büyük gelirlerdi onlar herşeyin en doğrusunu bilirler herşeyin en iyisini yaparlardı onlar asla yalan söylemezlerdi şimdi düşünüyorum da ben Ethem ile Efdal’e pembe yalanlar söylüyorum acaba annemler de bana pembe yalanlar söylemişler miydi?

  Benim annemin elleri dünyanın en güzel elleridir babamın elleri ise dünyanın en büyük elleri…  Acaba Ethem ile Efdal de böyle mi düşünüyorlardır ki?

 Benim annem dünyanın en güzel annesi babam da en yakışıklı babasıdır. Onlar elele tutuştukça ben annem ve babamla gurur duyardım arkadaşlarımın yanında kendimi daha bir özel hissederdim mutlu gururlu olurdum. Acaba Ethem İle Efdal de biz babasıyla gülüştükçe böyle hissediyorlar mıdır ki??

 Ablam diyor ki yaşım ilerledikçe aynı anneme benziyormuşum. Aynı hareketler aynı kuruntular… N’mutlu bana eğer anneme benzeyebiliyorsam. Çünkü benim annem dünyanın en özel annesidir…

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Tek umudum GÜNEŞ….!

 Maksat yazmaksa merhaba dünya…..

Hayata karşı isyanlardayım yine. Bu garip ruh halimin sebepleri belli sonuçları ortada çözüm dersen hava! Evet evet bildiğimiz güzel güneşli hava. Deli miyim n’yim bilinmez vallahi bunaldım bu havalardan bir çok ana faktörlerle birleşen bu yan faktör mahfetti beni. Bir gün çalışmak istiyorum bir gün oturmak bir gün deli gibi dünyayı yemek istiyorum birgün ölesiye aç kalmak bir gün evi toplamak istiyorum birgün hay senin evine de işine de deyip koyvermek bir gün tvdeki herbişeyi izlemek istiyorum birgün bu ne biçim yayın akışı kardeşim deyip tvyi kırmak…

Normal olmayan bu fazla melankolik gelgeç halim beni de bunalttı.  

İsyandayım işte… Hani bir hedef koyunca çok isteyince o şey oluyordu hani??? Yok vallahi yalan kardeşim. Ben hedefi tam onikiden koydum ama vuramıyorum 8-9 a da razıyım ama olmayınca olmuyormuş demek ki. Hayata karşı olan bu koyvermişlik ruh halim isteklerime gelince niye koyverilemiyor anlayamıyorum oysa akışına bıraksam belki rahatlıyacağım. Akışına bıraksam olucak demiyorum bak! akışına bıraksam belki rahatlayacağım diyorum ama yok Allah yok! Bırakamıyorum.

Tek umudum GÜNEŞ….!

Annemiz kendi kendine konuşuyor, Genel, N'rden başlasam nasıl anlatsam içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Merhaba dünya!

Welcome to WordPress.com. This is your first post. Edit or delete it and start blogging!

Genel içinde yayınlandı | 1 Yorum

>BLOGUMA DOKUNMA…!

>

Bekliyordum desem abartmış mı olurum??? İçimde anlamsız bir kaygı vardı. Sürekli bu yazılanları yedeklemek lazım bir yerlere aktarmak lazım madem amaç çocuklarıma 1-2 satır bırakmak buraya güvenmemek lazım diye diye düşünürken dün birçok blogger arkadaşımın yazılarını okuyunca işte gün bugünmüş demiş. N’yalan söyliyim bu kadar da çabuk beklemiyordum canım. Ben de birçoğunuzun yaptığı gibi wordpress’e blog aktardım işte bu da adresimdir. https://efdalethembuyuyorlar.wordpress.com/
Umarım henüz incelemeye bile vakit bulamadığım bu yere geçmek zorunda kalmayız ama kalırsak da göstermiş olduk ki yazı yazmayı sesimizi duyurmayı kimse engelleyemez burdan olmazsa ordan yazarız..
Bu arada zaten hiç sevmediğim Dıgıturk’ten iyice nefret eder oldum. Tüm blogger arkadaşlar birgün belirleyip o gün iptal ettirsek üyeliğimizi daha mı bir ses getirmiş oluruz onu düşünüyorum…
Görüşmek üzere…

Genel içinde yayınlandı | Yorum bırakın

>4 bitimine 2 kala…

>
Dalmışım gene dünya telaşına gidiyorum. Oysa ki n’maksatla yazmaya başlamıştım bu blogu size bir kaç satır hatıra bırakmak… O zaman karalamak lazım birşeyler..

Bu ara farklı bir telaş içindeyiz biraz kaygılı biraz heyecanlı bazen umutlu bazen dip noktada umutsuz bir telaş. Siz de bu telaşımıza ortaksınız elbette şu anda.. Belki anlayarak belki anlamayarak yardımcı oluyorsunuz bize.. Hayaller güzel planlar güzel gerçekler de bir o kadar güzel olur inşallah…

Ethem bu ara bir an önce büyümek olayına takılmış kalmış durumda. Sanki çocuğumu kovalayan var gerçi geçen akşam anlaştık 10 yaşta karar kıldık.
Efdal’im artık Barbie bebeklerle oynamaya başladı. Eskiden hiç umursamadığı bu bebeklerle şu an mutlu mesut; ama hepsi çıplak olmalı… Alıyor onları bıdı bıdı konuşturuyor çoğu zaman işi gücü bırakıp farkettirmeden onu dinliyorum o kadar masum o kadar tatlı ki..

Bir de bu ara yeni bir keşfimiz var. Kaşgollerini sünnetçocuğunun maşallah yazısı gibi bağlayıp oraya hayvanlarını yerleştirmek ve bu şekilde dolanmak. Geçen hafta sonu bu şekilde alışverişe çıktık Ethem arada çocuğunu unutup son sürat koşsada sonunda geride kalan yerdeki yavruyu farkedince kıkır kıkır yerine koyuyor bazen baş aşağı koyup torunuma eziyet ediyor ama olsun Efdal’im daha şimdiden annelik içgüdüsüyle çok daha dikkatli.

Geçen gün Efdal büyüyünce anne olmak istediğini söyledi ben de bunun için önce evlenmesi gerektiğini bebeğin tek başına yapılamadığını söyledim. Olur o zaman evleniriz seninle dedi ben de benimle evlenemiyeceğini bir erkekle evlenmesi gerektiğini söyleyince de bu defa o zaman Ethem le evleniriz diye cevap verdi. Bu sefer de kardeşlerle evlenilemeyeceğini yanında kendini çok mutlu hissettiği çok sevdiği bir arkadaşıyla evlenmesi gerektiğini söyleyince durdu düşündü düşündü ve ama benim en sevdiğim arkadaşım Ethem diye cevap verdi. Anladım ki küçük kuzum sen bu konularda daha çok masumsun.. uzatmaya gerek olmadığını düşünerek öptüm öptüm öptüm kızımı…

Artık kendileri uyuyan minik kuzularımı yataklarına ben yatırıyorum ve ikisini de öperek odadan çıkıyorum. Efdal kuzum normal öpücüklerle bu seansı tamamlarken Ethem için bu o kadar basit olmuyor önce ben onu öpüyorum sonra o beni önce yanağımdan sonra gözlerimden sonra alnımdan sonra gıdığımdan en sonda ellerimden tek tek öpüyor en son da vedalaşır gibi saçlarımı kokluyor… Geçen akşam abartarak göbeğimden öpmelere kalktı ilginç çocuk vesselam…

Efdal artık adını yazabiliyor , yıldız çizebiliyor ve harika resimler yapıyor. Erken okuma yazma öğrenmesini istemediğimiz için bu konunun üstünde durmak istemiyoruz ama anlaşılıyor ki bu ilgi meselesi. Ethem bu konuyla hiç ilgilenmezken Efdal ananesinin 2 kere göstermesiyle adını yazmaya başladı aslında sadece adını da yazmıyor yanında ufak hatırlatmalarda bulunursam kardeşinin kuzenlerinin de adını yazıyor..

Okuldan etkinliklerinizle ilgili fotoğrafları gördükçe ve partilerinizn dvd leri geldikçe bakıyorum da okulda hep yanyanasınız. Resim yaparken yanyanasınız birşeylerle oynarken yanyanasınız birşeyler izlerken yanyanasınız.. Geçen akşam gittiğimiz avm deki oyun alanında birçok çocuk yalnız girecekleri için çekinirken siz ikiniz beraber olduğunuz için tadını çıkarıyorsunuz herşeyin. Allahtan dileğim hep yanyana olun birbirinize destek olun birbirinizi hep sevin çünkü biz sizi çok seviyoruz.

Son olarak da bugün babanızla bizim birlikteliğimizin 11. yıl dönümü bu 11 yılda hayatımızda birçok şeyler geldi geçti ama en güzeli sizsiniz sizinle sevgimiz gün geçtikçe çoğalıyor inşallah da hep olacak kuzucuklarım…

Annemiz kendi kendine konuşuyor, N'rden başlasam nasıl anlatsam, Söylüyoruz içinde yayınlandı | 2 Yorum

>"tatlıdaki tatsız tehlike"

>

Şu son haftalarda tv’deki “tatlıdaki tatsız tehlike” tartışmalarından son derece etkilendik. Zaten içimize sinmeyerek verdiğimiz şekerlerden iyice tiksindik doğrusu. Efdal o kadar değil ama Ethem tatlıya özellikle de abur cubura çok düşkün bir çocuk. Onu bu yoldan çarçabuk döndürmemiz gerektiği ise kesin.

Çok şükür şu tv’lerdeki bangır bangır yayınlanan “Burger Kıng” olayından sonra fast food maceramız bizim için de çocuklar için de bitmişti. Öyle ki yazdan beri Efdal&Ethem fastfood yemiyorlar hatta Burger Kıng tabelası görünce de her seferinde “mikroplu burası” diyorlar…

Eşimle dedik şekerler için de böyle bir şey söylesek acaba işe yarar mı? Bu kadar tesirli olacağını ummadığımz halde her ikisi de şekerlede de mikrop ve kurt olduğunu duyunca çok etkilendiler. Uzun uzun anlattırdılar. Şekerlerin için de n’varmış?? bu mikroplu kurtlar n’yaparmış? Ya bunlardan yenilirse çocuklar hastaneye mi götürülürmüş? çocukların karnı çok mu ağrırmış? v.s. Biz de bıkmadan anlatıp duruyoruz.

Sonuç mu? harika.. bu konuşmayı yaptığımızdan beri eve şeker alınmıyor. Hatta geçen gün bir avm’de gezerken şu şeker tuzaklarından birine yakalandık. Renk renk şekerlerin çikolataların olduğu o standa.. Eyvah yandık diye içimizden geçirirken Ethem şöyle dedi “nanet oysun bu hariboya” Efdal de hemen onayladı “Evet nanet oysun”… gel de gülme yaniii…

N'rden başlasam nasıl anlatsam, Söylüyoruz içinde yayınlandı | 2 Yorum

>Benimkilerden inciler…

>
Ethem bu ara playstatıon’ın başından kalkmaz oldu. Yok efendim yarış yapıyor sonra araba kazanıyor onları süslüyor püslüyor bir neşe bir mutluluk:)) Ben ki evin dağılmasına bile göz yumarak eve bilgisayar götürmeyen insan playstatıon karşısında çaresiz kaldım. Babamıza göre el&göz koordinasyonunu sağlıyormuş zararı yokmuş. E inşallah.. Gerçi “çocuğum n’anlıyorsun bundan kapat şunu” da diyemiyorum çünkü çocuklar doğmadan önce biz de çok oynardık hatta hamileyken yarış hırsımdan erken doğuma bile gidebilirdim. Hamileliğimin son aylarında çok mızıklıyordum “aaaa ama bak beni yeniyorsun karnım kasım kasım kasılıyor şimdi doğacak bunlar!!!” yenmenin kısa yolunu bulmuştum yani:))

Ethem playstatıondaki bu zaferlerinden o kadar etkilenir oldu ki geçen gün babasına aynen şu cümleyi kurdu ” baba ben düşündüm 5 yaş olmaya karar verdim” hadi bakalım…
Oğlum düşünmüş bir kere:)) Babası yaşların sırayla olduğunu açıkladı da ben de bir anda 32 olmaktan kurtuldum:))

Şimdi bu kendini çok büyümüş sanan benim canım oğlum (bu arada kendi başlarına uyuyor olmaları da bence bu güvenlerin de etkili)aynı günün akşamına bana şunu söylüyor. ” anne ben küçükken pokatala n’diyordum?” beni aldı bir gülme sanki şimdi çok doğrusunu söylüyormuş gibi.. Ethem buna çok sinirlendi ve beynelmilel lafı olan “hiç komik değil anne” dedi bana tabii yani n’si komik??…

arkadan Efdal “peki anne ben küçükken manoneze n’diyordum??”
“oğlum pokatala po , kızım manoneze de ma diyordunuz ” …
“aaa n’komikmişiz anne”…
Bayılıyorum böyle özgün konuşmalarına hiç doğrusunu öğretesim gelmiyor. …

N'rden başlasam nasıl anlatsam, Söylüyoruz içinde yayınlandı | 2 Yorum

>"Hayat sana arka arkaya dikenlerini gösteriyorsa sakın üzülme, aksine sevin. Çünkü çok yakında gülü de gösterecektir.."

>
Bu ara bir hastayız bir iyiyiz bir şöyleyiz bir böyleyiz derken günler geçip gidiyor. Hayata karşı uzun bir hastalık molasından sonra toz pembe günler bizi bekliyormuş. Hz Mevlana’nın dediği gibi “Hayat sana arka arkaya dikenlerini gösteriyorsa sakın üzülme, aksine sevin. Çünkü çok yakında gülü de gösterecektir..”
İşte bizimkisi böyle bir durum oldu. 2 Hafta boyu Ethem ve Efdal’in sürekli inen çıkan ateşleri öksürükleri burun akıntıları sonunda çok şükür iyileştik. Helak olduk mu olduk… İki hafta boyu okula gitmeyen çocuklarımın zaten doğru düzgün olmayan uyku düzenlerinin de iyice çığrından çıktığını anlatmaya gerek yok sanırım. İşte bu çığrından çıkan uyku düzensizliğimizden ötürü okullarına öğretmenlerinden yardım istemeye gittik. Aramızdaki uzun bir görüşmeden sonra biz biraz rahatlamış öğretmenimiz kafasında sorunu biraz daha oturtmuş olarak eve döndük.
Ertesi gün okuldan gelen Ethem ve Efdal artık yataklarında tek başlarına kimse yanlarında olmadan uyuyacaklarını televizyondaki Uyku vakti işaretini de görür görmez yatacaklarını söylediler; yani duyda inanma bir durum bizim için… Ama duyduk ve acaba dedik denedik ve oldu.. İnanılır gibi değil. Bu çocuklar herşeyi kendi istedikleri zaman yapıyorlar sen kızmışsın delirmişsin artık bitmiş tükenmişsin çok önemli değil. Onların hayatının bir akışı var ve o hayat akışını n’kadar çabuk kabullenirse bir anne&baba o kadar iyi olabilir. Söylüyorum ama uyguluyormuyum bilinmez. Sonuçta onlar gibi bizim de bir hayat akışımız var di mi ama??? İşte 3 cümle ile kendinle çelişen anne nasıl olur burda da göstermiş oldum:)))
N’yse sonuç harika gülü gördük çok beğendik…

Bu arada aman n’harika benim kızım oğlum abla abi olmuş diye sevinirken Ethem’in yatmadan önce sürekli camlarda havalara baktığını farkettik ve sonra öğrendik ki öğretmeni “ben bütün çocuklarımı gece kuş olup izliyorum herkes yatağında uyuyor mu diye bakıyorum ” demiş. İşte o benim kocaman olmuş abi oğlum da yatmadan önce kuş olmuş öğretmenini arıyormuş!!!!!

Annemiz kendi kendine konuşuyor, N'rden başlasam nasıl anlatsam, Söylüyoruz içinde yayınlandı | 4 Yorum

>Yeni yıl mimi:))

>


Yeni yıl mimi olurda bu saatte cevaplanır mı????? Eğer 10 gündür hem çocuklarınız hem beyiniz hem kendiniz hasta olursanız olabilir sanırım:)))
Banuşum beni mimlemiş http://zuzularannesi.blogspot.com
Öpüyorum kendisini ve zuzuları o güzel yanaklarından:)))
Başlıyorum cevaplamaya;

Yeni yıla nasıl ve kimlerle girmek istiyorsun?

Yeni yıla girerken insan garip bir şekilde tüm sevdikleri yanında olsun istiyor. Belki de yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder derler ya onun içindir. Ben de yeni yıl akşamı bundan mütevellit biraz evde biraz dışarıda e biraz da annem&babam ve teyzemlerleydim..

-Yeni yıldan beklentilerin nelerdir?
Huzur mutluluk ve stressiz bir sene…

-Yeni yıl sence ne demektir?
umut…

-Yeni yılda ne olursa mutlu olursun?
Hayallerim az buçuk gerçek olursa mutlu olurum elbet çok değil azı olsa o da yetecek:)

-Yeni yıla dair mesajın nedir?
Her şeyden önce sağlık sonra huzur sonra bunlar olunca kendiliğinden doğacak bir mutluluk diliyorum..

Mim gereği birilerini mimlemeliyim biliyorum ama zaten ben çok geç kaldığım için özel bir blog ismi yazmayacağım.. Bunu okuyan ve yeni yıla dair benim de bir çift sözüm var diyen herkes bu mimi kullanabilir…

N'rden başlasam nasıl anlatsam içinde yayınlandı | 1 Yorum

>Büyüyün artık be çocuğum!

>Ethem ile Efdal’e olan bağırma çağırmalarıma bakıyorum da bazıları inandırıcılıktan gerçekten çok uzak. Benim bile farkettiğim bu durumu çocukların anlamaması elbetteki imkanız ama n’yapayım yani??? Mesela Ethem perdenin&tülün arasına girip dönüyor dönüyor dönüyor kendini perde dürüm yapıyor tamam bir anne olarak “yapma oğlum korniş düşer” diyorum ama biliyorum ki ben de küçükken bunu çok yapardım ve çok severdim arada perdenin çıktığı da olmuştur elbet ama ortada deliricek bir durum aslen yok.. ya da aslına bakarsınız gerçekten de çok sinir olduğum birşeyi Efdal yapıyor elini musluğa dayayıp fıskiye şeklinde etrafı suluyor. Çok sinir bozucu bu duruma da elbette ikazda bulunuyorum bağırıyorum çağırıyorum ama kalbimin bir yanı diyor ki e sen de yapardın bunu hatta çok severdin hatta hatta lavaboyu yıkamak bahanesiyle saatlerce suyla oynardın o n’olacak??? Ya da şimdi Ethem de Efdal de eğer bir pipet bulmuşlarsa bardaktaki içeceği köpürtüp duruyorlar buna da ikaz da bulunmak şart tabii e tabii bulunuyorum da ama şimdi bu da beni maziye götürüyor forforfor bardağa üfleyişimi hatta o zamanlarki kağıttan renkli pipetleri hatırlayıp duruyorum. Sonra en sinir bozucu durumlardan biri de etrafta bulunan su birikintisine aleni bir şekilde gidip ayak basmaları. Bu durumda bir anne için affedilemez değil mi?? bağırmak şart tamam ona da bağırıyorum ama bu seferde aklıma annemin beni giydirip süsleyip okula gönderdiği zamanlarda bulduğum her su birikintisine şapadak şupadak basışım aklıma geliyor… Yani anlıyacağınız çok fena arada kalmışlık yaşıyorum. Bir annenin görevi çocuğa doğruyu yanlışı göstermekse ki öyle! evet ben uyarılarımı yapıyorum bazen sert bazen yumuşak.Uyarmazsam biliyorum ki çocuk onun yanlış olduğunu kavrayamayacak ama üzgünüm ki onlara çok kızamıyorum. Vicdanım sen de yaptın bunları ve bir yaştan sonra bunların yapılmayacağını zaten anladın çok kızma boşver o perde dürüm içindeki gözlerdeki ışıltı kalsın yerini yaşlı gözlere bırakmasın diyorum. Hal böyle olunca gene kendimden fedakarlıklarda bulunuyorum tabii… Kirlenmiş kıyafetleri ben yıkıyorum , sulanan banyoyu ben temizliyorum fışkıran içecekten çıkan suları ben siliyorum kopan perdeleri ben dikiyorum diyemiyeceğim onu ananemiz yapıyor:)) yani yorulan yine ben oluyorum. Sanırım bir süre daha beni idare edecek enerjiye sahibim. Bu konuda Allahtan dileğim bu enerjim bitene kadar çocuklarımında az biraz büyümüş olmaları:)))

Annemiz bizi şikayet ediyor, Annemiz kendi kendine konuşuyor, N'rden başlasam nasıl anlatsam içinde yayınlandı | 5 Yorum